The Lords Of The Worlds…
0.Bölüm : Kara Sövalye’nin Dogusu
Kara Sövalye dogdugunda kordon kopmuştu, bu onun ileride büyük bir savaşçı olacağını gösteriyordu. 8 yasında Kral onu Legolas Elnder Pegasus’a teslim etti. Elnder onu sürekli agır islerde çalıştırıyordu. 2 sene sonra vücudu 30 yasındaki bir adamın vücudunda bulunan kasların 8 katı kadardı. 10 yasında Elnder ona sordu:
-Bak, artık kendine bir aura seçmelisin.
-Aura nedir ?
-Aura genel olarak 3’e ayrılır. Bunlar : Biyolojik, Hidrolojik ve Psikolojik’tir. Biyolojik Aurası seni yakın dövüş becerilerine daha yatkın, olumlu kılar. Bu, en kolay Auradır. Hidrolojik ise Suyun gücünü temsil eden uzak menzilli dövüşe olumlu kılar. Bu Biyolojikten daha zordur. Psikolojik en zor Auradır. Ve bunu sana tavsiye etmem. Çünkü, bu Aurayı seçenlerin savaşta kendilerine zarar verme olasılığı çok fazladır. Psikolojik Aurası düşmanın beynini kontrol eder, beynine adapte olur. Büyü, dediğimiz psikolojik travma etkisini, Psikolojik Aurası güçlendirir. Bu Aurayı sana tavsiye etmem Kara Sövalye. Bence sen daha çok Biyolojik Aurasına uygunsun. Aslında Auralar sadece üçe ayrılmaz, Biyolojik, Hidrolojik ve Psikolojikte kendi arasında bir kaça ayrılır. Anladınmı Kara Sövalye ?
-Anladım üstad.
-Hangi Aurayı seçiyorsun ?
-Biyolojik üstad.
-Afferin. Benim dediğimi seçmekle doğru olanı yaptın. Simdi Biyolojik olmak için ormandan Sarn özü topla.
-O nedir ?
-Bir çeşit bitki, sana resmini vereyim.
2.Bölüm : Sarn Özü Toplarken…
Kara Sövalye ormanın derinliklerine daldı… Sarn özünü nerede bulacağını Elnder ona söylemişti. Agaçların ve çalıların altına baktı. Bir tane Sarn özü buldu, ama Sarn özünün önünde onu yemek isteyen bir fos vardı.
Kara Sövalya çok korkuyordu, fos ona doğru gelmeye başladı, ona tam vuracakken Kara Sövalyeyi kokladı sonra “Arrrghhs!” diye bir ses çıkardı ve kaçtı. Kara Sövalye ne olduğunu anlıyamamıstı. Sonra yere eğilip Sarn özünü aldı, birden sag tarafta “Taslıklı Yol” yazdığını gördü sonra taslar renk degistirmeye başladı çok korktu ! Sonra korkusunu yenmek için söyle düşündü: “Elnder bana korkularınla yüzleşmelisin demişti !” dedi ve Taslıklı Yolda ilerlemeye başladı… Tehlike yazan tabelayı görmemişti…
3. Bölüm Taslıklı Yol
Kara Sövalye Taslıklı yolda giderken önüne 18 gözlü bir sincap çıktı. Kara Sövalye sincapa baktıı, baktıı… Sonra birden bayıldı. Ayıldıgında etrafında bir sürü ağaç vardı bu ağaçları hiç görmemişti, ağaçların sanki insan gibi yüzleri vardı. Ve konuşuyorlardı… Etrafında minik bir göl vardı, gölde bir miğfer, içinde az miktarda çürümüş et olan bir eldiven, ve birde kılıç vardı. Kara Sövalye hep gerçek bir şövalye olmak isterdi. Yerdeki kılıcı aldı, ağaçlardan bir ses geldi:
-Evlat ! Canını seviyorsan dokunma o seylere !
-Aamaaan ! Hep aynı korkutmacalar, canını seviyosan elleme! Lafı…Vs,,,vs,,
-Evlat! Biz ciddiyiz !
-Sadece dokuncam. Hem benden size ne? sizin oğlunuz değilim biseyiniz değilim ?
-Evlat ! Dokunma onlara !
-Ya ! Bunaklar bana evlat demeyi kesin !
-Evlat! Dokunma onlara…
Agaçlar bu sözü tekrar edip duruyordu…Kara Sövalye kılıcı alıp ağaçları kesti… Sonra miğfere dokunmak istedi… Güzel bir miğferdi, ve bu miğferi giymek istedi, ama dokunduğu anda birden, “Shaa!” Diye bir ses duydu ve bir küre gördü hemen elini çekti.Sonra sinirlenerek miğfere kılıcı vurdu ! Poom ! Migfer yarıldı içinden bir ruh çıktı. Kara Sövalyeyi itip kılıcı aldı, maskeyi taktı ve eldiveni giydi. O az miktarda et onu canlandırdı… Sonra orman perileri gelip Kara Sövalye’yi fosla karsılastıgı yere götürdüler. Ona bağırıyorlardı:
-Ne yaptın ! Ne yaptın ! Ne yaptın !
- Ne yaptın !
- Ne yaptın ! Ne yaptın !
Sonra gittiler… Kara Sövalye Elnder’in yanına gitti. Elndere olanları anlattı. Elnder:
-Bu canlandırdığın X of Kara Dark Dwakel’dir!
-Eeee ?
-Henüz ete kemiğe bürünemedi ama simdiden bayağı güç toplamıştır kendine !
-Özür dilerim…
-Özür dilemeyi bırak ! Taslıklı yola gidiyoruz! Al bu kılıcı… Sen canlandırdın madem, sen öldüreceksin onu. Haydi, Kyormir mağarasına yetişmeden yakalamalıyız onu !
-Senin bana verdiğin kılıç Kara Kılıç degilmi ?
-Evet öyle. Kara kılıç 5 tanedir. 1.’si bende, 2.’si 3 büyücüde 3.’sü Krallıgın mahzeninde ki Zarn geçidinde korunuyor, 4.’sü Melrid’de, 5.’si ise X’te…
-Melrid kim ?
-Beni eyiten Büyücüdür o !
Tamam gecikmeyeleim! Hadi!...
4. Bölüm: Iz Pesinde…
X’in Pesinde 4 hafta yol aldılar 5. Haftaya girerken Nazag ormanından geçtiler. Ormanda birbirine baglamıs iki çocuk vardı bunlardan biri Zegular’dı. Zegular kara şövalyenin kayıp kardeşiydi. Hemen onu çözdüler. Ama diğeri is bilinmeyen biriydi. Adını bilmiyordu. Ona Aura’sı varmı yokmu diye sordular. Psikolojik dedi. Ona Ak Büyücü adını verdiler. Ak büyücü’ye nerden gelip nereye gidersin yigiti ? diye sordular.
-Kayboldum, sonra bu ormanın içinden geçen tuhaf bir ruh benim ağzımı bağladı, herhalde birinden kaçıyor veyahut ta saklanıyordu.Sonra Zegular denen çocuk geldi oda kaçacaktı ki ruh onuda yakaladı.
-O ruh X’ti. Onu ne zaman gördünüz ?
-Bilmiyorum.
-Yani kaç haftadır bağlısınız buraya diyorum.
-Haa simdi anladım. 2 hafta oldu.
-Kahretsin !
-Birde sey diyecektim. Yanında 10 tane Ork baltacısı vardı.
-Demek hemen güçlenmiş…
Yola devam ettiler. Yol 5’e ayrılıyordu. 1.de giden gelir yazıyordu, 2.de giden belki gelir belki gelmez yazıyordu. 3.de giden gelmez yazıyordu. 4.de gitmeye çalışan giremez yazıyordu, 5.de ise hiçbir sey yazmıyordu. 4. Kapıdan girilemediğiçin Kara S. 1. Kapıdan girdi. Ak Büyücü 2. Kapıdan, ve Zegular 3. Kapıdan girdi. Elnder 5. Kapıyı takip etti…
5. Bölüm Kapılar…
Kara Sövalye minik sirin bir köye gelmişti. Bu köyde cüceler yasıyordu. Biraz dinlendikten sonra beklemeye başladı. Ak büyücü 2. Kapıdan giderken önün azap çıktı. Azap dilinde konuşarak onu kendine evcil hayvan yaptı. Ve oda beklemeye başladı Zegular bir gece elfiydi, yolda giderken önüne bir dev çıktı. Ne yapsa, ne kadar ok atsa ise yaramıyordu. Gece olmasını bekledi. Gece olunca var gücüyle okuna sarıldı ve okunu devin tam kafasına attı. Dev yere serildi. Beklemeye başladı. Elnder’in Büyücüler Harp Akademisi’nde ki bir arkadaşını gördü, ama o Krallık’a olan yemininden bagımsızlasmıstı. Iki büyücü arasında savaş başladı. Cadı Elnder’e bir ateş topu fırlattı. Ama teğet geçti Elnder ona beyin kanaması geçirtti. 4 kahraman yollarına devam etti…
6.Bölüm Taht Kavgası…
Elf’lerin yüce kralı XI. Soin, öldü. Ogulları Zerdants, Krats, Porthos ve Legolas arasında bir taht kavgası çıktı. Düello yapmaya karar verdiler. Zerdant ve Porthos arasında amansız bir mücadele baladı. Sonunda Zerdant Porthos’u yere yıktı ve öldürdü. Krats ve Legolas ölüm fermanını imzaladı, ve dövüş başladı… Legolas ilk hamlesiyle Krats’ı yere yıktı ve ona acıdı. Bu
Düello fikrini Krats akıl etmişti. Legolas eger yenerse onu sürgün cezasıyla çarptıracaktı. Legolas ve Zerdant okçuluk yarısı yaptılar ve Legolas Zerdant’ı vurdu. Legolas Krats’ı sürgün etti. Krats ona yalvardı:
-Sürgünlüktense ölmeyi dilerim ! Lütfen !
-Hayır! 4 kardesten 2’si, 2 kardestende 1’i yasamalı…
Krats Legolas’I öldürme yemini etti ve yola koyuldu. Yolda bizimkilere rastladı…
7. Bölüm Birlesme
Elnder Krats’ı guruba aldı. 4 hafta boyunca at sürdüler atları çatladı. Yeni atlar almak için ilerideki köye doğru ilerlemeye başladılar… Köye 3 mek[1] vardı.Yolda bir heyelan koptu Elnder hemen yana atıldı, Ak büyücü büyüyle heyalanı tutmaya çalışıyordu. Kara Sövalye üstüne düsen kayaları kılıcıyla parçalıyordu. Ama son hamlede kılıç elinden düştü ve ezildi. Zegular kayaları okla parçalıyordu. Ama oku bitince onun kaderide Kara Sövalyeyle aynı oldu. Ak büyücüdemanası bitince tam eziliecekti ki Elnder atıldı ve onu yakaladı:
-Bir tane kaybettim, 2. 'sin‘ de kaybettim, ama artık 3.’yüde kaybetmek istemiyorum ve kaybetmeyeceğim de.
Hemen Kara Sövalye’nin üstüne düsen kayayı aldılar sag saglim duruyordu. Ama Zegular ölmüştü… Haa simdi soracaksınız Krats’a ne oldu ? O kayalar yıkılmaya başladığı anda gözden kayboldu aradılar ama bulamadılar… Yollarına devam ettiler. Warngale köyüne geldiklerin de handa bos yer yoktu. O günü sokakta geçirdiler. Paraları da yoktu at alamadılar. 1 hafta yorgun argın burada beklediler. Haftanın sonunda bir çiftçi onları evine aldı, yemek yedirdi ve yatacak yer verdi. Çok teşekkür ettiler çiftçiye. Çiftçi onlara para da verdi. Yollarına devam ettiler...
8. Bölüm Kızıl Rakım’ın Çetesi…
Yol da giderken Kızıl Rakım’a rastlayabileceklerini ve ona dikkat etmelerini söyledi çiftçi. Yolda kızıl rakım adıyla bilinen haydut çetesi ile birlikte bizimkileri soydu. Dag basında geziyorlardı yorgun argın. Kamp kurup uyudular 3 gün dinleneceklerdi. Yönlerini değiştirdiler ve çöl susamına doğru yola koyuldular…
9. Bölüm Büyücü…
Zegular’ı hemen bir büyücüye gösterdiler büyücü söyle dedi....
ONUR DOĞAN
[1] Mek: Linlare dünyasında Kilometre yada Milin yerini tutar. 1001,45 Metredir.